11 Kasım 2012 Pazar

Biri değişmek mi dedi?

İnsanın kendi hatalarını başkasına itiraf edebilirken kendine bir türlü itiraf edememesi acaba fıtratından mı yoksa yetiştirilme tarzından mı kaynaklanıyor. Hata yapan ve aslında bunun farkında olan biri en yakın arkadaşına gidip ağlıyor yaptığı hatanın farkında olarak. Ama aynanın karşısına geçtiğinde hata yapmamış gibi davranmaya devam edebiliyor kendisine. Kendi kendine yaptığı kötülüğü en yakın arkadaşı hatta belki babası yapmış olsa onlarla olan ilişkisini gözden geçirecek olan kişi kendisini terkedemediği için mi böyle davranıyor yoksa değişmekten ölesiye korktuğu için mi? İnsan tavrını değiştirmekten neden korkar acaba? Tavır ya da karakter diye belirtmemin sebebi fiziksel olarak değişmekten korkmuyor olması. Daha güzel/yakışıklı veya çekici olmak için değişen saç stilleri, giyim tarzları hatta abartılarak yaptırılan estetik operasyonlar artık vakayı adiyeden. Ancak insanlar ruhlarını güzelleştirmek için hiç birşey yapmıyorlar neredeyse. Çocuğunun hatalarını düzeltebilmek için profesyonel destek alan anne-babalar kendi hataları söz konusu olunca hata yokmuş gibi davranmaya bayılıyorlar. Aslında sanırım başka bir şey yapma tecrübeleri olmadığından böyle davranıyorlar.
İnsan hatalarını kendine itiraf edemiyor, en azından kendince kabul edilebilir bahaneler bulmadan itiraf etmiyor, çünkü itiraf ederse değişmek zorunda olduğunu biliyor. Korkmasa ruhunu terbiye etmekten, aklını ve kalbini tamir etmekten ya da en azından hatalarını tevile ayırdığı zamanı ve aklı değişmeye ayırsa çok daha iyi bir insan olabilir.
Daha iyi bir insan olmayı istemek yorucudur muhtemelen hatta olmaya çalışmak çok daha yorucudur kesin. İnsanların daha iyi olmak için zamanları yok. Yaşamaya o kadar çok zaman harcıyoruz ki neredeyse ölmeye vaktimiz yok diyeceğiz. Bu koşuşturmacada değişmeye zaman ayırmak ne mümkün...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder