4 Haziran 2013 Salı

Benden bu kadar...

Sizin hiç yüreğiniz yandı mı? Kalbiniz gerçekten kırıldı mı? Sevdiğiniz kadından ayrılmaktan bahsetmiyorum, sevdiğiniz insanların kaybından da. Bir annenin evladını kaybettiğinde yaşadığı acıyı yaşayabileceğinizi düşündünüz mü? Bir sabah ansızın bir komşusunun kapısını çaldığını görerek gülümseyerek kapıya yönelen boşnağın komşusu tarafından vurulurken yaşadığı hayal kırıklığı dolu yürek yanmasını yaşamaya yaşatmaya cesaretiniz var mı?

Bu aralar aynaya bakıyor musunuz mesela? Baktığınızda fantastik Amerikan filmlerinde olduğu gibi içinizi, ta derinliklerinizi görebiliyor musunuz? Nefretinizin kaynağı sanmıyorum ki çocukluğunuzda ailede gördüğünüz şiddet olsun. Hatta eminim birçoğunuz el bebek gül bebek büyütülmüşsünüzdür. Anneleriniz tırnağınıza taş değse ağlayacak hale gelmişlerdir. Futbol maçı izlerken hafif sakatlanan futbolcunun annesinin hissettiklerini düşünüp üzülen annelerin evlatlarıyız biz.

Dağınık yazıyorum zira toparlayacak ne gücüm ne umudum var bizlere dair. 30 yıldır yaşadığım topraklardan artık soğudum, aynı otobüse bindiğim, aynı takımı tuttuğum, aynı kahvede oyun oynadığım insanlardan. Dostlarımdan soğumadım ve imtina ettim ne hissettiklerini bilmemeye. 28 Şubat sürecinde meydanlarda dayak yediğimde kızmıştım, ablam okuldan atıldığında, babam sürülüp üstüne ağır cezada yargılandığında çok ama çok kızmış, dayak yediğimi unutmuştum ablamın gözyaşlarını gördüğümde. Aynı gözyaşlarının akmasına sebebiyet vermemeye söz verdim biraz sakinleşince. Hırs ve nefret eksikliği var bünyemde belki, size göre fazla hümanist, imanı zayıf, light vs olabilirim bilmiyorum ama sakin kalabilmenin, vicdanınızın nefretiniz önünde kalmasını sağlayacak şey olduğunu buldum.


Bende değil komşumu öldürmek köpeğine hoşt diyecek bana göre anlayış, belki size göre yürek yok. Kalıp değiştirmeye çalışacak ne enerji ne umut da yok. Birbirinden nefret eden insan sayısının nefret etmeyen insanlardan kat kat fazla olduğu bu topraklar benim ümidimi bir karadelik gibi soğurdu. Lanet olsun ki henüz gidemiyorum, ya da evime kapanamıyorum. Çok fakir olup sadece karnımı doyurmakla ilgilenemiyor ya da çok zengin olup başka meselelere yoğunlaşamıyorum. Orta sınıf problemi yaşıyor hayatla ilgileniyorum. Eskiden olsa size ağlamayı tavsiye ederdim, kalbinizi yumuşatırdı belki ama artık ilgilenmek istemiyor size nefretinizde başarılar diliyorum. Aman ha kendinizle mücadele etmeyin, olur da daha farklı insanlar olursunuz…