18 Haziran 2014 Çarşamba

Kavga

     İçimde savaşma yada direnme arzusu yok, belki uğruna savaşacağım bişey yok ya da benim uğruna savaşılacak olarak seçtiğim şeyi seçenlerle farklılıklarımız beni savaşmaktan uzak tutuyor. Sizleri imrenerek ve korkarak izliyorum. Çok güzel savaşıyor bir o kadar güzel nefret ediyorsunuz. Bu sizi diri tutuyor, mesela kazanacağınıza dair umudunuzu hiç kaybetmiyorsunuz, artık neyi kazanmayı umuyorsanız. Kaybetmeye dair korkularınızın bile güzel karşılıkları var ve bu sizi risk almak konusunda cesur yapıyor. O kadar güzel taraftasınız ki diğer taraftakilerin tamamı kötü tamamına yakını aptal ve hain. Herkes en doğru tarafta olmasına rağmen herkes farklı tarafta olabiliyor. Üstelik sevmediğiniz tarafta yer almıyor olmak sizin nefretinizden nasiplenmemek için bir bahane değil, zaman zaman daha düşük dozda zaman zaman daha yüksek dozda nefret sevmediğiniz tarafta yer almayan ama sizin yanınızda olmayanlar içinde kullanımda.
    Bir bilinmezcilikle dolu zihnim, hanginizin daha doğru olduğunu bilemiyorum, aynı kelimeleri kullanıp tamamen farklı hikayeler anlatıyorsunuz. Aslında ikinizi de sevmiştim ben, ama siz ikiniz diğerinden nefret etmedikçe kendisini sevemeyeceğimi iddia ettiniz. Bu durum bi çıkmaz sokak yarattı aslında. İkinizi de sevdiğim için ikinizi de sevmemem gerekiyordu. Ben de ikinizi de sevmeyi bırakmaya karar verdim. Sizi sevmeyi bırakmak o kadar kolay değil aslında. Zira genelde sizi seven insanlar benim sevdiklerim. Şimdi onlar beni eskisinden daha az seviyorlar sırf sizi sevmiyorum diye. Ümitvar olmaya bi miktar ara vererek kavganızda şimdilik sadece dualarımda taraf tutmaya devam edeceğim.