Merhabalar, ben “Sevdiği Kadınları Başkalarıyla Evlendiren Adamlar
Derneği” başkanı Ahmet Haybeden. Efendim bakmayın derneğimizin adının bu kadar
hüzünlü olduğuna üyelerimiz genelde keyifli insanlardır. Nasıl keyifli olmasın
üyelerimiz, neticede az insana nasip olan bir duyguyu yaşadık, gerçekten
sevdik. Sanırım bizden daha mutlu olanlar “Sevdiği Kadınlarla Evlenen Adamlar
Derneği” ve “Karşılıklı Severek Evlenenler Derneği” üyeleridir. Ya da ben geçen
haftaya kadar öyle düşünüyordum, ta ki “Sevdiği Kadınlarla Evlenen Adamlar Derneği”nin başkanı olan arkadaşım Mehmet
Gerçeküstü ile karşılaşana kadar. Mehmet çok mutsuz gözüküyordu, sordum
mutsuz gözükmüyorum abi dedi, mutsuzum. Neden, neyin eksik, bir insanın
en çok isteyeceği şeye sahipsin, şükretmelisin dedim. Bir insan en çok sevdiği
kadınla bir ömür istemez de ne ister değil mi dedi. Gülümsedi ama alaycı bir
tavırla. Ne kadar şanslı olduğunu bilmiyorsun değil mi dedi, şaşırmıştım, nasıl
yani dedim. Çok basit dedi, ben sevdiğim kadınla evlendim ama beni sevenle
değil o yüzden sen benden daha mutlusun ve şanslısın dedi. Düşündüm haklıydı en
azından beni sevmeyen biriyle birlikte değildim, ya sevdiğim kadın beni
sevmeseydi değil mi, Allah korusun.
Mehmet’le beraber bir başka dostumuz olan Selami Şanslı’nın
başkanlığını yaptığı “Karşılıklı Severek Evlenenler Derneği”ne doğru yürümeye
başladık, ben ne güzel yağmur yağıyor falan derken Mehmet küfrediyordu yağan
yağmura. Derneğe vardığımızda kapı hafif aralıktı ve içeriden Ahmet Kaya’nın
dertli sesi geliyordu. İçeri seslendim Selami gelin odamdayım dedi. Odasına
geçtiğimizde masanın üzerinde içilmiş, içilecek ve içilmekte olan sigaralar
durmaktaydı ve içilmiş olanlar diğerlerinin toplamından oldukça fazlalardı.
Hayırdır dedim en mutlu olacağına inandığımız adama. Üçümüzden en mutlu olanın
sen olması gerekmiyor muydu dedim, gülümsemedi alaycı bile olsa. Öyleydim dedi,
ama kısa bir süreliğine, hatta inanır mısınız derneğin üyeleri arasında hala
mutlu olanların sayısı bir elin parmaklarını geçmez. En kalabalık derneklerden
biriydi ama biliyorduk ki çoğu yalan söylemişti. İnsan sevdiği kadının
başkasıyla evlenmesini kendisi kolay kabul edemezken nasıl itiraf etsin
başkasına değil mi? Bizim derneğin üyesi baya azdı o yüzden diğerlerine
nazaran. Neyse Selami’ye sordum hayırdır diye, bilmem hayr mı şer mi ama artık
yeni bir dernek kurmanın zamanı geldi dedi, “Karşılıklı Severek Evlenip
Birbirinden Nefret Etmeye Başlayanlar Derneği”. Mehmet’le birbirimize hayretler
içerisinde baktık. Boş verin dedi Selami, en şanslı, en mutlu sıralamasını
değiştirelim. Bence en mutlu sen olmalısın Ahmet diye devam etti ve beni
şaşırtacak şekilde Mehmet de onu destekledi. Neredeyse ben de inanacaktım en
mutlu olması gerekenin ben olduğuma. Selami anlatmaya başladı; “ne de çok
sevmiştik birbirimizi, her şey yolunda gitmişti hiç üzülmeden üzmeden evlendik.
Sonra mutluluğun azalan verimler kanunu ile hareket ettiğini öğrenmeye başladım
yavaş yavaş. Beraber yaşadıkça hayat keyfimizi kaçırdı, yönetemedik
sevgimizi, elbette bunu başaran az sayıda çift oldu ama geneli maalesef
başarılı olamadı.” Çok enteresan gelmişti Selami’nin anlattıkları, ben farklı
bir projeksiyon çizmiştim oysa sevdiğim kadınla evlenirsem ne olacağına dair.
Selami ile Mehmet’i “Karşılıklı
Severek Evlenenler Derneği”nde bıraktım. Beraber hüzünlerini yaşamalarına izin
verdim, sonra uzun bir yürüyüşe çıktım, derneğe döndüm ve yüzümde bir gülümseme
kaldığını farkettim…