14 Ağustos 2012 Salı

hayat vs insan

zannımca dünya hayat vs kimseye küsmez...nacizane çeyrek asrı devirmiş hayat tecrübemle [çok dursun diye böyle yazdım :) ] bunu söyleyebilirim...ancak bu saydıklarım insanla bir miktar dalga geçerler...yani bunlara katlanabilmen şaka kaldırma yetinle alakalıdır hattı zatında... bu aralar çok üstüme geldiler ben de onlara surat yapıyorum...tavşan dağ olayına dönecek ama napalım...insanın zaman zaman kendini olduğundan önemli hissetmesi lazım tekrar kendine güvenebilmesi için diye düşünmekteyim...

10 Ağustos 2012 Cuma

İşte öyle birşey...


Bırakacağım bu işleri diye düşündüm. Çekip gidecektim  buralardan. Sonra salak salak gülümsedim. Yine yeniden gitmek düşüncesi ve kalacak olmanın verdiği dayanılmaz  ağırlık ya da hafiflik mi desem bilemedim. Ağırlık gibi başta ama gitmek zor be paşam demeye başladığın anda büyük bir hafiflik oluşuyor bünyede. O sebepten insan dönmeli içine kendine.
İlk sevdiğim kadın başkasıyla evli, en sevdiğim kadın ile ilgili dualarım kabul olmuş zira başkasıyla nişanlı ve biz birbirimize çok dua ediyoruz başkaları ile bile olsa mutlu olalım diye.
Alın işte yazmaya başladım yeniden, yazmadan duramayasım anlatmadan ağlayasım var.  Hıçkırarak değil en sevdiğimi kaybettiğimde yastığa sarılarak ufak ufak ağladığım gibi ağlayasım var. Sabaha kadar ağlayasım var. Aslına bakarsanız isyan edesim bile var ama Allah korusun kendimi muhafaza etmeye çalışıyorum.
Size kısa bir hikaye yazıyorum yine ve hiç bitmeyecek  bir hikaye elbette. Kısa ama sonsuz, uzun ama anlamsız belki. Sonunu bilmediğim hikayeler. Her hikaye yazılmaya başlandığında hikayenin kendi kendine devam edeceği varsayılır, bir nevi hikaye canlanır ete ve kemiğe bürünür. Sonunda ete kemiğe bürünen hikayeler kendilerini tamamlarlar. İşte benim hikayelerim için de böyleler denilebilir yalnız tek farkla, benim hikayelerim kendi hayatlarını gerçek zamanlı olarak yaşıyorlar. Kendi dünyalarında kendi karakterleri ile ve benimle aynı sürede. O yüzden sizler sonlarını okuyamıyorsunuz ama aslına bakarsanız ben de sonlarını bilmiyor sadece tahmin ediyorum.
Hikayelerimin kahramanlarına isim veremiyorum genelde, birinci ağızdan anlatmayı tercih ediyorum bu yüzden. İsme karar vermek zor geliyor çünkü kahramanın yaşadığı şeyler aslında zaten bu dünyada yaşanagiden olaylardan oluşuyor ve isim benzerliği olmasından korkuyorum. Benim hikayemin kahramanı olan filancanın aslında kendi hikayesinin hali hazırdaki kahramanı olmasından ve benim farkında olmadan onun gerçek hikayesini yazıyor olmamdan korkuyorum belki.