21 Kasım 2012 Çarşamba

Ağlayamayan adamlar...


Başı ağrımaya başlamıştı, tüm ağlaması gerekirken ağlayamayan insanlarda olduğu gibi. Sanırım hepsinde oluyordur diye kendini teselli etti, hem baş ağrısı için daha kötü sebepler yerine ağlayamamayı kabul ederek hem de başka ağlayamayanlar olduğunu düşünerek. Çocukluktan gelen bir özellik, zorla kazandırılmış bir davranış biçimi. Erkekler ağlamaz demiş biri ve kimse neden diye sormamış. Ayıplanmış insan içinde ağlayan erkek, başkasının yanında ağlayan babasını ayıplamış çocuklar. İşte bu sebepten ağlamayı unutmuş erkeklerin yaşadığı toplumlar olmuşuz. Üstelik ağlayamadıkça merhametini kaybetmeye başlamış erkekler.  Kızını evlendiren bir babanın en doğal tavrı ağlamak olmalıyken ağlamamak için kendini tutmaktan renk değiştiren babaların ülkesi. Filistinli bir çocuğun cesedini izlerken televizyonda ağlamamak için kanal değiştiren erkeklerin ülkesi. Annesi öldüğünde sadece odasında kimse yokken usulca kimse duymasın diye hıçkıramadan ağlayan erkeklerin ülkesi. Ağlayamadan kalplerin sertleşmesini engellemeye çalışan adamların ülkesi. Ağla dostum, utanma ağlamaktan, aksine utan ağlamamaktan.




1 yorum: